Bu yazımızda medikal estetik uzmanı Op. Dr. Adil Altınsoy Ksantelazma yani halk arasında bilinen adı ile göz çevresinde oluşan yağ bezeleri konusu ele alınacaktır. Yazımızda Göz çevresinde yağ bezesi neden olur, ksantelazma nasıl tedavi edilir, göz çevresinde yağ bezesi nasıl geçer gibi soruların cevaplarını merak ediyorsanız yazımızı incelemenizi öneririz.
Göz Çevresinde Yağ Bezesi / Kisti (Ksantelazma) Nedir?
Ksantelazma sorunu en kolay ifade ile göz çevresinde ortaya çıkan sarımsı, beyazımsı yağ kistleridir. Ancak vücudun diğer yerlerinde ortaya çıkan lipom veya yağ kistlerinden oldukça farklıdır. Yağ kistleri dışı pürüzsüz ve parlak yapıda olan sert bir yapıdadır. Göz çevresinde ortaya çıkan yağ kistleri ise yapısal olarak daha farklı ve tabaka halindedir.
Aşağıda paylaşılan görselde saçlı deride ortaya çıkan bir yağ kisti ve göz çevresinde oluşan ksantelazma gösterilmiştir. Görsel incelenerek her iki yağ kistinin yapısal farkı kolaylıkla anlaşılabilir.
Ksantelazma Neden Olur?
Ksantelazma başlı başına bir hastalık değil, bir hastalığın belirtisi ya da estetik bir sorun olarak değerlendirilmektedir.
Ksantelazmalar kolesterol seviyesi yüksek olan bireylerde ortaya çıkan bir belirtidir. Her kolesterol hastasında ortaya çıkmaz. Ancak bazı hastalarda kandaki kötü kolesterol yani LDL nin yüksek olması yağ dokularının cilt yüzeyine çıkmasına neden olmaktadır.
Ek olarak karaciğer hastalarında, aşırı kilolu bireylerde ve sigara kullanan bireylerde ksantelazma görülme riski daha fazladır.
Toplumun genelinde ortalama olarak her 100 bireyden 4 ünde göz çevresinde yağ kisti görülebilmektedir.
Ksantelazma Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ksantelazma tedavisinde kullanılan 3 farklı yöntem bulunur. Bunlar cerrahi tedavi yani ameliyat, sıvı nitrojen uygulanması ve radyo frekans tedavisidir.
Cerrahi Yöntemle Ksantelazma Tedavisi
Ksantelazma göz çevresinde bulunan ve boyut olarak büyük olmayan bir yapıdadır. Bu tür bir lezyonun cerrahi olarak alınması göz gibi dikkat çeken bir alanda dikiş izi kalması anlamına gelmektedir.
Kesi ve dikiş izi olmaması için, küçük bir tabaka halinde olan bu lezyonların ameliyatla tedavisi önerilmez. Bunun yerine iz kalmasına neden olmayacak ameliyatsız yöntemler uygulanması önerilir.
Krioterapi (Dondurma) ile Ksantelazma Tedavisi
Sıvı nitrojen uygulaması yani krioterapi ben ve siğil gibi lezyonların ciltten temizlenmesi için de kullanılan bir yöntemdir. Ancak ciltte sağlıklı dokulara zarar vererek yanık oluşturması riski bulunmaktadır. Bu nedenle siğil ve ben tedavisinde kullanımı yaygın değildir.
Özellikle yüz bölgesinde istenmeyen görüntülere neden olmaması için sıvı nitrojen kullanımından kaçınılır. Ayrıca anal ve genital bölge siğilleri (kondilomların) tedavisinde de uygulanması önerilmemektedir.
Ksantelazmalar da göz çevresinde oluşan lezyonlardır. Bu nedenle göz çevresi gibi hassas bir alanda sıvı nitrojen kullanımı kesinlikle önerilmez.
Radyo Frekans Yöntemi İle Ksantelazma Tedavisi
Radyo frekans cihazı radyo dalgalarını yüksek ısı enerjisine dönüştüren bir cihazdır. Bu özelliği sayesinde sağlık ve estetik alanında sıklıkla kullanılmaktadır. Ben aldırma, siğil tedavisi, kılcal damar tedavisi, nasır tedavisi, damar beni (hemanjiom) tedavisi gibi birçok tedavi yönteminde rasyo frekans cihazı kullanılmaktadır.
Ksantelazma tedavisi de radyo frekans cihazı ile yapılmaktadır. Ksantelazmalar cihazın yüksek ısısı sayesinde sağlıklı dokular zarar görmeden yağ dokuları cilt yüzeyinden buharlaştırılarak tedavi edilmektedir.
Radyo frekansla ksantelazma tedavisi sonrasında mükemmel sonuçlar alınmaktadır. Bu sayede birçok klinik, doktor ve hastane tarafından radyo frekans tedavisi kullanılmaktadır.
Radyo frekans tedavisinde göz çevresinde biriken yağ dokuları cihazın yüksek ısısı sayesinde kontrollü olarak buharlaştırılır. Tedavi sonrasında bandaj ya da herhangi bir özel uygulamaya gerek duyulmaz.
İşlem yapılan alan tıpkı yara iyileşir gibi bir hafta gibi bir sürede kendiliğinden iyileşmektedir.
Ksantelazma Tedavisinden Sonra İz Kalır Mı?
Tedavi cerrahi müdahale ile yapılırsa dikiş izi kalır. Ancak Radyo frekans yöntemi ile kesi ve dikiş olmadan yapılırsa iz kalma riski yok denecek kadar azdır. Kesin olarak iz kalmaz demek doğru bir yaklaşım değildir. Kişinin cilt yapısına bağlı olarak hafif bir iz kalma riski her zaman vardır.
Ancak alanında uzman bir doktorun, doğru yöntemle yapacağı tedavi sonrasında iz kalma ihtimali minimumdur. İz kalsa bile kalan iz ancak dikkatle bakınca görülecek düzeyde bir iz olacaktır.
KAYNAKLAR
Nair, P. A., & Singhal, R. (2018). Xanthelasma palpebrarum–a brief review. Clinical, cosmetic and investigational dermatology, 11, 1.
İlginizi Çekebilecek Makaleler